21 Ekim 2009 Çarşamba

Unutmamalı...

İnsanlar benim gözümde anı ve duygu koleksiyoncularıdır. Her gün yüzlerce ruh haline girip çıkıyoruz gördüğümüz görmediğimiz onlarca olay gerçekleşiyor çevremizde. Belki dikkat etsek her birisi bir anı olacak... Ancak biz en ilginçlerini topluyoruz, her duygudan bir tanesini saklıyoruz o da tabii ki o duygunun doruk noktası oluyor.

Koleksiyonculuğun temel ilkesi... Örneğin para koleksiyoncuları bir banknotu koleksiyonlarına katacaklarsa A serisi olması onlar için birinci şarttır.

Oysa bu anı koleksiyonculuğunda farklı bir şeyler var. Bazen öyle gereksiz ayrıntılar hafızamızda kalıyor ki... Örneğin koku hafızası... En nefret ettiğim hafıza türü. Çok keskin çünkü. Seneler evvel kullandığım bir deodorantın kokusu bir anda beni alıp, o seneler evvelinin en gereksiz anılarına götürüyor. O süre zarfından bu zamana kadar geçer tüm periyot inanılmaz boş ve gereksiz geçiyormuş gibi geliyor. Karamsarlık yaratıyor nitekim...

Bir de bambaşka bir şey var, bilmiyorum yaşayanınız var mı? Yaşayan varsa yaşadım yazıp cep telefonuma sms olarak göndersin, Nazım Hikmet'ten Yaşadım Diyebilenler için şiiri google'da karşısına çıksın. (Not: Her sms kullandığınız operatörün tarifesine göre değişir, 5000-3000-500-300-Arabada 5-Evde 15 gibi kampanyalara dahilseniz beleşe de gelebilir, mesajınıza karşılık alma garantiniz yoktur. Kıstaslarımız genç-diri ve güzel bir hatun kişisi olmanızdır.)

Hafızam-Anılarım, insanları kategorize ediyor nedendir bilemem... Kişileri özdeşleştiriyorum... Aslında bunu seviyorum. Kolay kolay insan unutmuyorum -bazen hafızamı zorlamam gerekse de- herkesten bir şeyler almaya çalışmak dedikleri bu olsa gerek...

Ha şimdi bunu neden yazıyorum, bir iki gün önce tanıştığım birisi bana Morphine'den Empty Box şarkısını önerdi... Dinledim, beğendim... Albümlerini indirdim. Daha önce bu gruptan haberim yoktu, çok sevdim. Şimdi bu arkadaş belki de hayatımın ilerleyen safhalarında bulunmayacak... Sadece bir msn adresi, bir yüzümtrak olarak kalacak kayıtlarda ancak bu şarkı yüzünden onu asla unutmayacağım... Unutmamalı zaten, sevgiyle anmalı, anılarla gönülleri hoş tutmalı, avutabilmeli...

Şimdi bir Empty Box çaldırayım size... Ha bu arada, Google Chrome çok güzel olmuş, çok beğendim. (Blogspot'a ve dolayısıyla Google'a da yağımı çekerim arkadaş)


1 yorum:

Unknown dedi ki...

Aha o koku olayı... Şuraya yazıyorum, 26 yaşımdayım, 11 yaşımdaki ilk parfümümün kokusunu duydum mu hatırlıyor, lanet ediyorum kendi flashback'lerime!

Üstünden yarım asır geçse de en unutulmayacak şeyler herhalde bu kokular.

Hacı, Tarkan'dan döktürmüşsün bu arada, ne iş :P :D